Muhammet İSPİRLİ

Muhammet İSPİRLİ

[email protected]

ADRES KARMAŞASI…

22 Aralık 2014 - 02:41

Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in apar topar düzenlediği basın toplantısına katıldık.

Alelacele dedim, çünkü ertesi gün başlayacak kış festivali kamuoyuna duyurulmalıydı.

Seçim arifesinde de sıkça karşılaştığım Sayın Sekmen’in -cağız,-ceğiz, cek, -cak’lı iddialı projelerini not almaya çalıştım.

Kısmi görünümdeki gerçekleştirilenlere ve yapılmaya çalışılanlara bakılırsa, projeler ütopik değil, ayağı yere basıyor, Sekmen ve ekibi de hayli heyecanlı.

Projeler öyle sıradan değil, yıkık dökük şehirden modern görünümlü şehre, içerisinde eğitim, sağlık, kültür, sanatsal etkinlikler, ne arasan var… Her biri milyarlık projeler…

Kafamın takıldığı konu, kaynaktı…

Başkan’a sordum; “Projeler bu şehirde yaşayan bir gazeteci olarak bizi de gerçekten heyecanlandırıyor da, acaba iktidar Merkez Bankası’nda farklı bir hesap mı açtı? Ya da Yeni Büyükşehir Yasası’nın getirdiği avantajlar mı söz konusu?”

Beklediğim cevabı alamadım ama öyle görünüyor ki kesenin ağzı şimdilik açık…

Hizmet yapıyormuş gibi çirkin bir şekilde beslediği sözde bazı gastecilerin denetimsiz yayın organlarından hizmet yapıyormuş gibi halkın gözünü boyayan,  eski tanımıyla bazı alt belediyelerin yıllardır beceremediği, tali yollarda acil yapılan bypasslar, özellikle ana güzergahlarda ve kavşaklarda ışıldayan motifli aydınlatmalara kültürel anlamda bir de kış festivali eklendi. Kar olmamasına rağmen Erzurum’daki vatandaşlar hayli eğlendi, memnun da oldular.

Her ne kadar festivalin maskotuna ad bulmayı son güne bıraktılar ise de, öğrendiğim kadarıyla böyle bir festival organizasyonuna acil karar verilmiş, 12 günlük bir hazırlıktan sonra festival gerçekleştirilmiş.

Festivalin başlatıldığı gün Palandöken Kayak Merkezi’nde bir de basın toplantısı yapıldı. Erzurum’daki yerel medya ve yaygın medyanın temsilcilikleri yeterli görülmemiş ki, toplantıya gittiğimizde merkezden gelen meslektaşlarımızla karşılaştık, aralarında biz yabancı kaldık.

Fazla da önemsemediğim bu detay bir tarafa, böyle özel, siyasi ve ekonomik kazancı bol olan etkinliklerde görmeye alıştığım, İstanbul, Ankara gibi diğer büyükşehirlerde Erzurum adına kurulan derneklerde yer alan, parti, ülkü gibi değerler fark etmez, siyasette her daim gücün yanında yüz bulan, kimin ekmeğini yerse onun şarkısını söyleyen tiplerlerle karşılaşmamı da  pek yadırgamadım.

Bunlar her dönem aynı. Yüze gülmeyi çok iyi bilen, aristokrat görünen, büyük işadamı, meclis üyesi vesaire vesaire…

Bu şehirde nasıl yük tuttukları, gittikleri yerlerde de bu şehrin ismini nasıl kullandıklarının farklı hikâyeleri var.

Onlar için her an adres değişebilir…

*

Bu adres değişiminden reel adres karmaşasına gelmek istiyorum.

Çarpık kentleşmeyle büyüyen büyük şehrimizde yeni büyükşehir yasasının da uygulanmasıyla birlikte mahalle, cadde, sokak isimleri iyice birbirine karıştı.

İkamet ettiğiniz mahallenin yeni adını biliyor musunuz?

Karşılaştığınız ya da farkında değilseniz sizden istirhamım; lütfen evinize, varsa işyerinize gelen elektrik, su, doğalgaz, Telekom v.s. faturalarına bir göz atın!

Adreste ne yazıyor?

Birbirini tutuyor mu?

Kesinlikle tutmuyor, çünkü adresler arap saçına dönmüş. Ne nüfusta, ne ESKİ’de, ne Palen’de, ne Telekom’da ne de kargo şirketlerinin verilerinde, kısaca kamu ve özel kuruluşlarda adresler karman çorman…

Bilgi çağındayız ve bütün verilen kompüterlerde… Ama veriler?

Demek ki bu ne siyasisiler için önemli, ne yüksek bürokratlar ne de yöneticilere lazım. Nasıl olsa görevli personel tarafından bir şekilde idareten yükleniyor… Avam da karşılaşınca bilinçli ya da bilinçsizce bir şekilde düzeltiyor…

*

Zaten siyasette de bir adres karmaşası yaşanmıyor mu son birkaç yıldır?

Vatandaş, kime neye inanacağını şaşırmış durumda…

İhtilal iddiaları, silahlar, içeri girenler, çıkanlar, tapeler, beddualar, yapılanmalar, atamalar, yargıdaki oluşumlar, terörle mücadele, açılım v.s, hariciyede de buna göre temaslar ve ilişkiler…

Herkesin kendince haklı sebepleri ve iddiaları var…

Şimdilik medyanın gücünü kullananlar, meydanları profesyonel metotlarla dolduranlar sesini iyi duyuruyor, sonucu da alıyor…

Ama altı ay sonra durum hiç de öyle eskisi gibi “kimi gösterirsem onu seçersin” le olmayacağını a ha buraya yazıyorum…

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum