Kadir Sabuncuoğlu

Kadir Sabuncuoğlu


Erzurum’da yaşamanın ağır bedeli…

19 Ocak 2018 - 23:18

Gece vakti, Yakutiye kent merkezinde görüşle ilgili bir problem yok. ETÜ’nün önüne geliyorsunuz, sis öylesine yoğun ki. Deyim yerindeyse ‘Göz gözü görmüyor.’
         Farlar önünüzü göstermekte yetersiz kalıyor, sis farlarını açıyoruz. Orta çizgiden gitmek daha güvenli geliyor. Bazıları uçak saatlerinin ertelendiğinden habersiz. Öyle hızla geçiyor ki yanımızdan. Elektrik direklerinde ışık olduğunu, yaklaşınca fark ediyorsunuz. Şükür, korkulu yolculuk bitiyor ve havalimanına varıyoruz. Arabayı parka çekiyor, koşar adım terminale sığınıyoruz.


         Yolcumuz, 14 Ocak 2018 günü saat 18.30’da İstanbul Sabiha Gökçen’den kalkacak uçakla Erzurum’a gelecekti. Yoğun sis engeli devam ettiği için kalkış saati sürekli ertelendi. Uçağa gitmek için 3-4 kez otobüse alındılar. Bir süre bekledi, sonra otobüsten indi, tekrar terminale geri döndüler. Görevlilere tepkiler giderek büyüyordu. Araya birileri girdi ve küçük olaylar büyümeden yatıştırıldı.
         Ertesi gün, yani 15 Ocak günü işle ilgili Erzurum’da bir sınava girecekti. Hareket saatinden tam üç saat sonra uçağa alındılar ve yolculuk başladı. İstanbul’dan Erzurum’a saat 23.45’te indi. Saat 20.45’de Erzurum’dan İstanbul’a gidecek yolcular da aynı şekilde tam üç saat sisin dağılmasını beklediler. Gece yarısından sonra uçağa alındılar ve saat 03.00’e doğru İstanbul’a vardılar. Bizim yolcumuz da, eve vardığında saat gece yarısını çoktan geçmişti.
         Önümüzde sömestr tatili var. Tatilcileri perişan edersek, Palandöken’e çok büyük darbe vururuz. İşte onun için yıllardan beri ‘Erzurum’a kışlık havalimanı şart’ diye ısrarla yayım yapıyoruz. Yeni yıl ile birlikte havadaki nem oranı yüzde 80’lere çıktı ve onlarca uçak seferi iptal edildi, yüzlerce kişi yollarda kaldı.
         Vali Seyfettin Azizoğlu, 10 Ocak günü Öğretmenevinde gazetecilere sis sorununun turizme balta vuracağından söz etti. Vali, karşımızda iki seçenek bulunduğunu bildirdi. Ya yeni havalimanı, ya da CAT.
         Erzurum’un Kış Olimpiyatlarına adaylığı söz konusu. Kışın uçak seferlerinin aksadığı, veya yapılmadığı bir kente hiç Kış Olimpiyatlarını verirler mi? Hani bizde yaygın bir özdeyiş var: Bilmem neresine bakmaz, Hasandede Dağına geven getirmeye gider…
HAYATIMIZ OLİMPİYATA ENDEKSLİ
         Eğer olimpiyatlar Erzurum’a verirse, yeni bir havalimanı yaptırılacak ya da 30 milyon Dolar harcanarak CAT sistemi kurulacak. CAT sistemin açık dille anlamı şöyle: Uçaklar, görüş mesafesi sıfır kilometreye indiği zaman bile iniş yapabiliyor.
         Ben bu ifadeleri şöyle yorumluyorum: Erzurum’da 700 bin kişinin yaşadığı tehlike, çektiği sıkıntı çok önemli değil. Erzincan havalimanının yanında bizimki zaten otobüs terminali gibi kalıyor ama size yeter. Eğer Erzurum olimpiyat kervanına katılırsa o zaman durum başka. İşte o zaman yapılacakların listesi:
         Yeni kışlık havalimanı. Havalimanı ile kent arasında hafif raylı sistem. Uçakla terminal arasına körüklü sistem ve kapalı oto park.
ÖLME EŞEĞİM ÖLME…
         Turistin kent merkezine gelmesini engelleyen, sağlığımızı tehlikeye düşüren, dar gelirlilere ücretsiz dağıtılan kömürün yol açtığı, hava kirlilik sorununu artık ‘es’ geçiyorum. Niye derseniz açıklayayım:
         Yüksek Hızlı Tren sözü verilmedi mi? Verildi. Peki sonra ne oldu? İstanbul’dan iki yüz kilometre hızla Erzincan’a kadar gelecek olan tren, ani fren yapacak. Hızını 70’lere indirecek ve Erzurum’a devam edecek.
         Erzurum’a bakış açısını yansıtan bu durum bana şu özdeyişi hatırlatıyor:
         ‘Ölme eşeğim ölme, yaz gelince sana yonca yedireceğim.’
         Şimdi gelelim son duruma: Olimpiyat komitesi, 2019’da kararını verecek. Bizim kaderimiz de o zaman belli olacak. Bari bu arada biri çıksın da şu sorulara bir yanıt versin. Belki yüreğimiz ferahlar:
         Kadim şehir Erzurum, temiz havaya, yüksek hızlı trene, kışlık havalimanına, hafif raylı sisteme niçin layık görülmüyor?

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum