Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

[email protected]

Hz.Peygamberle Alay Edenler ve Ona En Çok Eziyet Edenler..

19 Temmuz 2013 - 01:53

 

   Peygamber (s.a.v.)’le alay edip ona eziyet verenler Kureyş Kabilesi’nden bir grup kimse idi. Bunlar arasında amcası, Ebu Leheb Abduluzza başta gelirdi. Hazreti Peygamber’e ve Müslümanlara karşı çok katı ve sertti. Peygamber (s.a.v.) Efendimizi şiddetli bir şekilde yalanlar, ona daima eziyet verirdi. Peygamber (s.a.v.)’in kapısının önüne pislikleri ve kokmuş şeyleri atardı. Çünkü Peygamber (s.a.v.) komşusuydu. Resulullah (s.a.v.) da buna karşılık ‘’Ey Abdülhamitoğulları, bu ne biçim komşuluktur?’’ diye üzüntüsünü belirtirdi.
     Birgün Hamza bunu görür, pislikleri alır, Ebu Leheb’in başının üstüne bırakır. O da bu pislikleri başından atarak: ‘’Benim bu adamım ahmaktır, daha önce böyle şeyler yapmazdı, fakat şimdi gördüğünüz şeyleri yapıyor’’ diye söylenmeye başladı.  Ebu Leheb müşriklerin Bedir’de yenilgiye uğradıklarını duyunca ‘’adese’’ denen bir hastalıktan öldü.
      Peygamberimizin dayısının oğlu Esved b. Abd Yeğus’da bunlardandır. Esved’in dedesi Vehb, Müslümanlardan fakir kimseleri gördüğü zaman arkadaşlarına: ‘’Bunlar, yeryüzünün krallarıymışlar: Kisra’nın mülküne konacaklarmış’’ deyip alay ederdi. Peygamber (s.a.v.)’e de : ‘’Ya Muhammed, bugün gökten kimse seninle konuşmadı mı? ‘’ benzeri sözler söylerdi. Kendisi bir gün evden çıkıp gitmiş, samyeli üzerine esmiş ve yüzü kararmıştı. Ailesinin yanına döndüğü zaman, onu tanımadılar ve kapılarını yüzüne kapadılar. Şaşkın bir şekilde geri dönmüş ve susuzluktan ölmüştür.
     Amr b. Âs’ın babası olan Sehm’li Âs b. Vâil de Peygamber Efendimizle ve Müslümanlarla alay edenlerdi. Peygamber Efedimizin oğlu Kâsım vefat ettiği zaman ‘’Muhammed soyu kesik birisidir onun erkek evladı asla yaşamıyor’’ diyen odur. İşte ‘’Muhakkakmseni ebter (soyu kesik ) diye yerenin kendisi ebterdir.’’ Ayeti bunun üzerine inmiştir. Âs b. Vâil bir eşeğin sırtında Mekke sokaklarının birisinden geçerken eşeği olduğu yerde durur. Bu sırada zehirli bir hayvan tarafından ısırılır, ayağı bir deve boynu kadar oluncaya kadar şişer. Ve bundan dolayı Peygamber Efendimizin hicretinden sonra, Medine’ye vardığının ikinci ayında ve seksen beş yaşında iken ölür.
       Sehm’li Haccac’ın iki oğlu Nübeyh ve Münebbih de daha önce adı geçen kimselerin gittikleri yolda giderek Resulullah’a eziyet eder ve O’nun hakkında olmadık şeyler söylerlerdi. O’nunla karşılaştıklarında : Allah peygamber olarak gönderecek senden başkasını bulamadı mı? Burada senden daha yaşlı ve senden daha zengin kimseler var. ‘’ diye alay ederdi. Münebbih’i Hz. Ali, Bedir Savaşında öldürmüştür. Nübeyh’İ de yine Hz. Ali öldürmüştür. İşte Zülfikar isimli kılıcın sahibi de budur.
      Rükane’de bunlardandır. Rükane’nin dedesi Haşim babası da Muttalib’tir. Hz. Peygamber’e ve Müslümanlara karşı büyük düşmanlık beslerlerdi. Bir gün Peygamber (s.a.v.) ile karşılaşmış ve ona şöyle demişti: ‘’Kardeşimin oğlu senin hakkında bana bana bir söz ulaştı, ben onu yalanlamadım, benim sırtımı yere yıkacak olursan senin söylediğinin doğru olduğunu bileceğim.’’ O zamana kadar Rükane’yi hiç kimse yenememişti. Peygamber (s.a.v.) üç defa üst üste O’nun sırtını yere getirmiş ve daha sonra da İslam’a girmeye davet etmişti. Buna karşılık Rükane ‘’ Şu ağacı yanımıza gelmesi için çağırmadıkça inanmayacağım.’’ Diye diretmişti. Resulullah ağaca ‘’Gel’’ demesi üzerine ağaç yeri yara yara geldi. Fakat Rükane :’’Ben bundan daha büyük bir büyü görmedim.’’ Hadi emret yerine geri dönsün. Diye söyler. Peygamber (s.a.v.) de ağaca emreder ve ağaç geri gider. Rükane: ‘’Bu çok büyük bir sihirdir’’ diye söyler.
       İşte bunlar Resulullah’a en çok düşmanlık besleyenlerdendiler. Bunların dışında kalan Kureyş’in ileri gelenleri ise daha az düşmanlık beslerlerdi. Utbe, Şeybe ve benzerleri bunlardandır. 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum