Gazetecilik yolculuğuma Erzurum’da yayınlanan Hür Söz gazetesinde başladım.
Gazetenin sahibi Ahmet Polat’tı.
Aynı zamanda Adalet Partisi’nin ilçe başkanlığını da yürütüyordu.
Erzurum’da ona ‘Hükümet’ derlerdi.
Bu, hem gücünden hem de çözüm odaklı kişiliğinden kaynaklanıyordu.
Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ile yakın ilişkisi vardı.
Hatta bu görüşmelerin pek çoğuna ben de şahit olmuşumdur.
*
Ahmet Polat, hem gazeteci hem de siyasetçi kimliğiyle şehrin meselelerine çözüm arayan, sorumluluk sahibi bir kişiydi.
Süleyman Demirel’le yaptığı görüşmelerin neredeyse tamamı Erzurum’un sorunlarını çözmek için olurdu.
Ve bu görüşmelerin çoğu sonuç da verirdi.
İşte bizler de o dönemlerde, bu anlayışla yetiştik.
Gazeteci demek; sadece haberi yazan değil, şehrin yükünü omuzlayan, halkın sesi olan kişidir.
Kaleme aldığımız her yazıda, hedefimiz Erzurum’un daha yaşanabilir, daha güçlü bir şehir olmasıdır.
*
Bugünkü gibi çok sayıda gazete yoktu o zamanlar.
Ama az sayıdaki yayın organı, şehrin meselelerini manşetten duyuruyordu.
Halkın Sesi gazetesi vardı mesela…
Sahibi Cihat Güngör’dü. O da Adalet Partisi’nin il başkanıydı.
Dündar Özden Devrim Gazetesi’nin sahibi ve ayrıca CHP’nin İl Başkanıydı.
Milletin Sesi Gazetesi vardı. Gerçekten Milletin sesiydi.
Kemal Alyanak’tı sahibi…
Aziziye Gazetesi vardı. Şerafettin Yılmaz’dı sahibi
Mithat Turgutcan Yeni Erzurum Gazetesi’nin sahibiydi.
Albayrak Gazetesi’nin iki kardeş sahipleri Talip ve Galip Tutar,
Cinayet Sonucu vefat eden Sait Gemalmaz,
Halkın Sesi Gazetesi’nin sonraki sahibi Necati Çakır oldu.
Şinasi Ünal Ekspres Gazetesi’nin önceki sahibiydi.
Cemaziyelevvel başlıklı yazılarıyla Seracettin Avar vardı.
O dönemin gazetecileri, siyasetçileri, muhalefeti, iktidarı, STK temsilcileri… Hepsi ortak bir noktada buluşuyordu;
‘Erzurum’un geleceği’
*
Bizim kuşak da büyüklerinden bunu gördü.
Onlar gibi bizlerde şehir için düşündük, yazdık, tartıştık ama asla birbirimize düşmedik.
Demir Bilirdönmez, Vahdet Nafiz Aksu, Kadir Sabuncuoğlu, Süreyya Çarbaş, Öztürk Akkök, Mücahit Küleri, Tünay Şenocak, Mehmet Gültekin, İsmail Bingöl, Feridun Fazıl Özsoy, Mustafa Bingöl, Turan Durdağ, Yusuf Şenocak, İrfan Alyanak, Bedri Turhan, Talat Uzunyaylalı, Behsat Çakır, Mehmet Şener, Selahattin Şener, Muhammet İspirli, Cemal Çelebi, Sayıl Narmanlıoğlu, Orhan Bozkurt, Cem Bakırcı gibi üstatlar, kaleme aldıkları her haberde Erzurum’u öncelikli tuttular.
İsmini hatırlayamadıklarım olabilir. Özrümüzü hemen belirtelim.
Onların yazılarında Erzurum’un tarihi, kültürü, ekonomisi, sorunları ve umutları vardı.
*
Bugün de bütün arzumuz aynı aslında..
İstihdamın arttığı, göçün durduğu, kültürünün yaşadığı, gençlerinin şehri terk etmek zorunda kalmadığı bir Erzurum…
Sanayide büyümüş, tarımda ve hayvancılıkta lider olmuş, turizmde marka haline gelmiş, üniversiteleriyle adından söz ettiren bir Erzurum hayal ediyoruz.
Sağlıkta yeni branş hastaneleriyle, ulaşımda gelişmiş altyapısıyla, sosyal yaşamda hareketli ve huzurlu bir şehir artık hayalden gerçeğe doğru yol almasını arzu ediyoruz.
Son dönemlerde 2. Organize sanayinin gelişmesini görmek bizi ziyadesiyle heyecanlandırıyor.
Yüksek hızlı trenin Erzurum’a gelmesini inanın dört gözle bekliyoruz.
Şehrin tramvay ağıyla örülmesini istiyoruz.
*
Aslında bu hayaller ortak bir çaba ile gerçeğe dönüşebilir.
Enerjimizi bir noktada toplamalıyız.
Eleştirilerimizi yapıcı dile çevirmeliyiz.
Bugün oy verdiğimiz insanlara yarın düşmanlık beslemek bize hiçbir şey kazandırmaz.
Yıkmak kolaydır, ama yapmak emek ister. Beğenmemek kolaydır, ama takdir etmek erdemdir.
*
Kendi insanımıza sahip çıkmalı, açık aramak yerine iyi olanı büyütmeliyiz.
Erzurumlu birbirini sevmez imajını yıkmalı, birbirimize değer vermeliyiz.
Küçük istasyonlarda oyalanmak yerine, büyük hedefler için sabırla ilerlemeliyiz.
*
Ve özellikle…
Hepsi için söylemiyorum ama Erzurum dışında kurulmuş olan Erzurumlu dernek ve vakıflar da artık aynı çatı altında birleşmeli. Dargınlıklar, küskünlükler bir kenara bırakılmalı.
Hepimiz aynı şehrin evlatlarıyız.
Elbirliğiyle Erzurum’un yarınlarını daha aydınlık kılabiliriz.
*
Bu topraklarda gazeteciliğe başladık…
Bu topraklarda büyüdük, yazdık, çizdik.
Bugün de aynı duyguyla, aynı sorumlulukla yazmaya devam ediyoruz.
Erzurum bizim derdimiz,
Erzurum bizim gerçeğimiz,
Ve
Erzurum sevdamızdır!...
*
Son söz;
Ne mutlu Erzurum’un gelişmesi, büyümesi, ileri kentler arsına girmesi noktasında elini taşın altına koyanlara…
FACEBOOK YORUMLAR