Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

[email protected]

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Ataları İle İlgili Bilgiler

02 Eylül 2013 - 00:40

 

     Peygamber Efendimiz’in tam adı Muhammed b. Abdullahtır. Onun babası Abdullah kardeşlerinin en küçüğü idi. Peygamberimizin dedesi Abdülmuttalib, Zemzem Kuyusu’nu kazmak isteyip Kureyş’ten zorluklarla karşılaşınca, şöyle bir adakta bulunmuştu: On tane oğlu olup bunlar, kendisini (Kureyş’e karşı ) koruyacak bir yaşa gelecek olursa, onlar arasından bir tanesini , Kâbe’de Allah için kesecekti.  Abdulmuttalib, on çocuğu olup bunlar kendisini koruyacak bir duruma geldiği zaman bu adağını çocuklarına bildirdi. Onlarda bu durumda kendisine itaat ettiler ve ne yapmaları gerektiğini sordular. Babaları onlara : ‘’Sizden her biriniz bir ok alıp üzerine adını yazsın.’’ Dedi. Çocuklar denileni yapıp okları babalarına getirdiler ve Kâbe’nin içerisine Hübel’in bulunduğu yere girdiler. Hübel onların en büyük putları idi. Bu put, Kâbe’ye hediye edilen şeylerin bulunduğu bir kuyunun başındaydı. Hübel’in yanında yedi ayrı ok bulunurdu. Bunların her birisi üzerinde farklı yazılar bulunurdu. Diyeti kimin ödeyeceği hakkında aralarında anlaşmazlık çıkarsa bu okun yedisini de kullanırlardı. Örneğin bu tür olaylarda yanlarında yüz dirhem ve bir deve alıp Hübel putunun yanına giderler. Bunları okları çekmekle görevli kişiye verirler, sonrada yanlarında getirmiş oldukları kişiyi yaklaştırarak şöyle derlerdi: ‘’E y Tanrımız, bu filan oğlu filandır. Biz onun için şunu şunu istiyoruz. Bu konuda gerçek neyse bize açıkça belirt.’’ Sonra da bu iş için görevli olan kişiye: ‘’Çek’’ derler, o da okları çekerdi. Eğer ‘’sizdendir’’ veya ‘’sizden değildir’’ hangi yazılı ok çıkmış ise o kişi için o karar uygun görülürdü. 
       Abdülmüttalib, okların çekimi ile görevli olan kimseye: ‘’Benim bu çocuklarımla ilgili olarak şu oklarını çekiver.’’ Diyerek yapmış olduğu adağı ona haber verdi. Abdullah, kardeşlerinin en küçüğü ve babasının en çok sevdiği çocuğuydu. Görevleri okları çekmeye başlayınca Abdulmuttalib Allah’a dua ediyordu. Görevli oku çekti ve Abdullah çıktı. Bunun üzerine Abdulmuttalib, Abdullah’ın elinden tutup onunla İsaf ve Naile’nin bulunduğu yere doğru ilerlemeye koyuldu. Bütün kurbanlıklarını bu iki putun yanında keserlerdi. Kureyşliler ona sordular: Ne yapmak istiyorsun? Diye sorunca. O : ‘’Bunu kesmek istiyorum’’ dedi. Bunun üzerine ordakiler: Allah’a yemin ederiz, bu konuda sana çıkar bir yol göstermedikçe sen onu kesmeyeceksin. Çünkü eğer bunu yapacak olursan, aramızdan çocuklarını kesmeye kalkışanlar türeyip gideceklerdir. Amr b. Mahzum: Allah’a yemin ederim sen onu kesmeyeceksin. İsterse onu kesmemen tüm mallarımızı feda etmememizi gerektirsin. Diğer taraftan Kureyşlilerle çocukları yalvarıyorlardı. Yapma şunu Hicr’de Bir kâhine var. O’na gidip durumu sor. Sana onu kes, diyecek olursa kesersin, senin için bir çıkar yol gösterirse kabul edersin.
           Kadının yanına gitmek üzere çıktılar. Kadın o sırada Hayber’de bulunuyordu. Abdülmüttalib durumunu anlattı. Kadın: Bu gün gidin. Bana haber veren cinim gelecek, ona durumu soracağım. Demesi üzerine yanından ayrılıp ertesi gün bir daha geldiler. Kadın onlara: Evet, bana haber gelmiş bulunuyor. Sizde diyet ne kadardır? Diye sorunca onlar: On deve dediler. Bu sefer kadın onlara: ‘’Memleketinize dönün ve bir tarafa on deve koyarak, develerle adamınız arasında kur’a çekin. Eğer kur’a adamınıza çıkarsa, ozaman Rabbınızı rıza edene kadar onar onar develerin sayısını arttırın. Develer çıkacak olursa onları kesin. O zaman Rabbiniz de razı olmuş olur, adamınızda kurtulmuş olur.
      Bunun üzerine derhal Mekke’ye geri döndüler. Bunu uygulamaya koyuldukları zaman Abdülmüttalib Allah’a dua etmeye başladı. Sonra da bir tarafa Abdullah’ı öbür tarafa da on deveyi koydular ve ok çekmeye başladılar. Ok Abdullah’ın aleyhine çıkınca her seferinde develerin sayısını on arttırdılar. Fakat her seferinde ok Abdullah’ın aleyhine çıkıyordu. Sonunda develerin sayısı yüzü buldu. Bu sefer yine çektiler. Ok bu sefer develerin tarafına çıktı. Orda bulunanlar: Ey Abdülmuttalib artık Rabbin razı oldu dediler. Abdülmüttalib: Allah’a yemin ederim ki, üç defa daha ok çekilmedikçe kabul etmeyeceğim. Dedi. Üç kere daha ok çekimi yapıldı ve üçünde de develer çıktı. Bunun üzerine develer kesildi ve oldukları gibi bırakıldı. Onlara yaklaşmak isteyen hiç kimseye karşı çıkılmadı.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum