Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

[email protected]

POLİSSİZ DEVLET OLMAZ...

10 Nisan 2017 - 23:55

Cumhuriyetimizin banisi ulu önder Atatürk’ün belirttiği gibi Polis hukukçu kadar hukukçu eğitimci kadar eğitimci olmalıdır.
Böyle olunca bu ulvi mesleği veren okul ve o okula devam edenler için epey şey yazmak gerekir. Çünkü  terörist, katil, intihar eden, sevgilisine kızan, hanımını kesen, ailesinden dayak yiyen, arabasını çarpan ve daha akala hayale gelmeyecek bin bir çeşit vukuatın ve olumsuzlukların ilk muhatabı polislerimizdir...
Yer altı örgütlerinin acımasız yasalarının ilk muhatabı da yine polislerimizdir.
Bar, pavyon, kulüp, kumarhane ve fuhuş merkezlerinin izlenmesi, olumsuzlukların tespitinde de yine ilk muhatap yine polislerimizdir....
Her çeşit siyasi, toplumsal olay ve eylemlerin düzenli yapılmasından ilk sorumlu yine polislerimizdir...
Sarhoşların, ayyaşların, pezevenk ve fuhuş patronlarının toplumsal etkinliklerin izlenmesi, meydana gelecek yasal olmayan olayların da ilk muhatabı yine polislerimizdir...
Kısacası birey ve toplumun güvenliği söz konusu olunca polis örgütü her yerde ve her zaman hazır ve nazır olmak zorunda...
Ama siyasi çıkar, siyasi yatırım olunca ve de yasal olmayan eylemlere polis engel olunca vay sen misin diye bütün suçlamaların ilk muhatabı da yine polislerimiz olmaktadır...
Bunlara benzer daha nice olayların önlenmesinde yine polislerimiz sorumludurlar.
Buraya kadar anlattıklarımız ve tespitlerimiz polislerimizin yetki, görev ve sorumlulukları ile ilgili idi...
Bir de madalyonun öteki yüzü vardır. Mesleğin en ince noktası da, yani püf noktası da polislerimizin görevlerini yaptıkları sırada psikolojik durumları ve yaşadıkları  stresleri bu özel durumlarının, özel ve aile yaşamlarına yansıması başlı başına olaylar dizisidir...
Peki bu kadar sorumluluk yüklenen polislerimiz nasıl yetiştiriliyor?...
Önce polis okullarında neler öğretiliyor onlara bakalım... Milli Eğitimin Amaçları doğrultusunda: A-Meslek Dersleri Grubu ki bunlar Polis meslek mevzuatı, Disiplin talimatı, Devlet Güvenliği ve İstihbarat, Önleyici hizmetler, Toplumsal olaylar ve müdahale esasları, Mesleki yazışma teknikleri, Olay yeri incelemesi ve soruşturması (CMUK),İnsan hakları, Silah Bilgisi ve atış, Beden Eğitimi ve gereken savunma dersleri B-Tamamlama ve Eğitim Dersleri : ki bunlar da Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Anayasa-Türk Ceza Kanun-Halkla İlişkiler, Temel Trafik Bilgisi, Kaçakçılıkla Mücadele Mevzuatı, Sağlık Bilgisi ve İlk yardım, Poliste Haberleşme ve daktilo ve bilgisayar dersleri...
İşte size polisin öğrenmesi ve yaşama uygulaması gereken konular... Her konunun ciltler dolusu kitabı ve notları var. Yine bu konuların her maddesi için dört yıllık üniversite düzeyinde eğitim ve öğretim dönemi gerekli olduğunu gösterir gerçekler...
Daha geçen yıla kadar polislerimiz bütün bu konuları 7.5 ayda öğrenmek zorunda idiler... Son iki yıldır polis okulları Polis Meslek Yüksek Okulu olarak değiştirilip, geliştirilerek eğitim ve öğretim vermeye başladı...7.5 aylık eğitim süreci iki öğretim yılı olarak uzatılmasına rağmen polislerimizin yukarıdaki müfredatı ne kadar kavrayacakları yine düşünülmelidir.
Polis Akademileri her yıl çok sınırlı miktarda öğrenci almaktadır... Sanırım 40 öğrenci alan polis akademileri amir sınıfı eleman yetiştirmek amacıyla öğretim vermektedir. Ama her yıl mezun olan 40 kişinin bu amaçlı hizmete ne kadar yeteceği şüphelidir. İlgililerin Polis Meslek Yüksek Okullarından ders ve durumları iyi olanlardan bir kısmını Akademi düzeyinde eğitim görmeleri için değerlendirmeleri uygun bir öneri olabilir. Ayrıca Polis Akademisi öğretim süresinin ise 4 yıldan fazla bir zaman için mesela 5 yıla yükseltilmesi de yine düşünülmelidir. Öğretmen yetiştiren Eğitim Fakülteleri gibi.
Yeri gelmişken Polis Meslek Yüksek Okuluna girmeye hak kazanan öğrencilerden istenen bir kısım şartlar ülke şartları göz önüne alınarak değiştirilmelidir. Mesela bu okulu kazanan bir öğrenciden 130 milyar liralık!! yükümlülük senedi istenmektedir. Sahi böyle bir senete kaç kişi imza atar... Yine bu sınavları kazanan öğrenciler istekleri dışındaki şehirlere gönderilmektedir. Hiç olmazsa okuyacakları şehirleri kendilerinin birkaç şehir için tercih yapmaları istenmelidir.
Gerçi Polis Akademilerin de bu tür çalışmaların yapıldığını duymaktayız ama gecikmiş olmakla birlikte yine Akademi Mezunlarının branşlarıyla ilgili Yüksek Lisans yapmaları sağlanmalıdır. Şimdiye kadar akademi mezunu polislerin branşları dışında yüksek lisans, doktora yaptıkları malumdur. Bu güzel, ama meslekleriyle bazen hiç ilgili olmayan konularda böylesi bir çalışma yapmaları pek uygun değildir. Bu sebeple tez- elden Polis Akademileri sayı itibariyle çoğaltılmalı ve buradan mezunlar yine buralarda meslekleriyle ilgili yüksek lisans ve doktora çalışması yapmalıdırlar.
Bu demektir ki Mesleki bilgi, geniş kültür Polis Mesleğinin hakkıdır. Çünkü: Her geçen gün bireysel ve toplumsal olayların cinsi ve kapsamı hızla ve de son teknolojiden yararlanarak gelişmekte ve de kurumlaşmaktadır. Gösteri ve eylemler yeni boyutlar kazanmaktadır. Günlük yaşam mücadelesine ayak uyduramayanların sayıları hızla artmaktadır. Başkalarının sırtından geçinme kurumlaşmıştır. Nüfuz ve koltuklar istismara daha uygun hale gelmiştir. Yasadışı kazanç tarih boyunca gündemini koruduğu gibi, çağımızda da holdingleşmiştir.
İşte bu ve buna benzer sorunların altından kalkmak, bilgi ister, eğitim ister, huzur ister, ekonomik bağımsızlık ister, adam yerine konmak ister...Polis örgütünü suçlayarak eğitimini bir kurs ya da seminer müddetiyle sınırlayarak, katı disiplin uygulayarak, gösterişte daha da ağırlık vererek ulusumuza yararlı duruma getirmemiz mümkün değildir.
Kim bilir belki de  bu gibi olayların yarattığı  tepki  son dönemde Sadettin Tantan ve Mehmet Ağar gibi eski polis şeflerinin siyasete girmesine sebeplerden birisidir.
Şunu kabul etmek gerekir ki son yıllarda polisimizin olaylara ve kişilere karşı olgun ve eğitimli davranışı pozitif yönde çok gelişmiştir. Avrupa Birliği için uğraştığımız bugünlerde polisimizin tutum ve davranışı bizim için iyi puan olacaktır. Fakat ülkemizdeki adı ve türü ne olursa olsun meydana gelen olayların hiçte Avrupa’da meydana gelen olaylara benzemediği de işin başka bir boyutudur. Kendisine silah sıkan suçluya polis gül mü uzatmalı. Ama her şeye rağmen, huzur ve güvenimizin teminatı Polislerimiz,    Cumhuriyetimizin banisi ulu önder Atatürk’ün belirttiği gibi,  hukukçu kadar hukukçu, eğitimci kadar eğitimci olmalıdır...
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum