Ezo Gelin'in acı dolu hikayesi

Gaziantep'in Oğuzeli ilçesinde 1909 yılında doğan ve Ezo Gelin olarak bilinen Zöhre Bozgeyik'in acı dolu hikayesi, mezarı başındaki yazıtta anlatılıyor.Sofraların vazgeçilmezi...

Ezo Gelin'in acı dolu hikayesi
22 Şubat 2021 - 12:10 - Güncelleme: 22 Şubat 2021 - 20:12
Gaziantep'in Oğuzeli ilçesinde 1909 yılında doğan ve Ezo Gelin olarak bilinen Zöhre Bozgeyik'in acı dolu hikayesi, mezarı başındaki yazıtta anlatılıyor.

Sofraların vazgeçilmezi 'Ezo Gelin' çorbasının mimarı olan Zöhre Bozgeyik'in acı dolu hayat hikayesi, mezarı başındaki yazıtta ziyaretçilere aktarılıyor. Ezo Gelin, genç bir kızken köyünde 'Güzel' anlamına gelen 'Ezo' lakabıyla anılmaya başlıyor. Ezo, sonrasında komşu köyden 'Şitto' olarak tanınan Hanefi Açıkgöz ile yörenin töresi olan berdel yöntemi ile evlendirildi. Töreye göre, Şitto'nun Ezo ile evlenmesine karşılık halası Hazik de Ezo'nun ağabeyi Zeynel ile evlendirildi. Bu evlilikten sonra Zöhre Bozgeyik, 'Ezo Gelin' olarak adlandırılmaya başlandı.



"Vatan özlemini vasiyet bıraktı"

Evliliğinden bir yıl sonra eşi Hanefi Açıkgöz ile ayrılan Ezo Gelin, 6 yıl bekar olarak yaşadıktan sonra 1936'da Suriye'nin Cerablus kentinin Kozbaş köyünde oturan teyzesinin oğlu Memey ile evlendirildi. Bu evlilikten 3 çocuğu olan Ezo Gelin, vatan hasreti ile yaşadığı Kozbaş köyünde 47 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ölmeden önce yakınlarına, 'Ben öldüğümde yüksek bir yere gömün, oradan köyümün kokusunu alayım' diyerek vasiyetini açıklayan Ezo Gelin'in mezarı 1999 yılında dönemin Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz ve bürokratlarının çabası sonucu doğup büyüdüğü eski ismi Uruş olan Dokuzyol kırsal Mahallesine getirildi.

Zöhre Bozgeyik'in 6 yıllık bekar hayatında yaşadığı maddi sıkıntılar ile evde bulduğu malzemelerle yaptığı çorbası ise 'Ezo Gelin Çorbası' olarak günümüze kadar ulaştı.

Dokuzyol Kırsal Mahallesi Muhtarı Ahmet Yılmaz, mezarın köye taşınmasının ardından Ezo Gelin'in doğup büyüdüğü evin restore edilerek ziyaretçilere açıldığını söyledi. Muhtar Yılmaz, Ezo Gelin'in vatan hasretini vasiyet olarak bıraktığını belirterek, "Yaşadığı ayrılığın ardından Suriye'ye gelin gitmiş. Orada vasiyet ederek, 'Ben öldüğümde yüksek bir yere gömün beni vatanımın kokusunu alayım' demiş. Dönemin siyasileri ve bürokratlarının çalışmasıyla vatanına geri getirildi" diye konuştu.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum