Vedat Refayeli

Vedat Refayeli


Siz hiç arkadaşınızı ipte sallanırken gördünüz mü?

26 Nisan 2013 - 18:45

Erzurum’da iş dünyasını az-çok bilirim. Yaptığım iş gereği değişik sektörlerde faaliyet gösteren işadamlarının büyük bir bölümü ile bir şekilde tanışıklığım vardır. Ama doğrusu önceki gün intihar eden iş kadını Hesene Fersin Suma hanım ile hiç görüşmüşlüğüm olmadı. Yaşıt olmamız sebebiyle de olsa gerek ben de tanımıyor olmasam da üzüldüm hayatına nokta koymasına. Nedeni ne olursa olsun beklenmedik, erken bir ölüm. Allah rahmet eylesin.
 
 
***
Hayati Bilge ve bir kaç arkadaşla dün bir yatla boğaz gezisi yaparken, ben Dünya Gazetesi’nden Ela Karasu ile telefonla görüşüyordum. İstanbul’un denizin  ortasındaki muhteşem görüntüsü bile Ela’nın anlattıkları kadar dikkatimi çekmiyordu doğrusu. Tamamen Ela’nın yakın arkadaşı olan rahmetli Fersin hanım ile ilgili anlattıklarına odaklanmıştım. Neredeyse ağlayacak gibiydi. En yakın ‘akrabası kadar’ etkilendiği belliydi. Ekonomi ağırlıklı bir gazetede çalışıyor olması sebebiyledir ki Fersin hanımı çok iyi tanıyordu ve Ela’dan özellikle de talihsiz kadının bilinmeyen özelliklerini öğrenmeye çalışıyordum. Arkadaşımız, kendi ekonomisi ile birlikte Erzurum ekonomisinin de kalkınması için efor sarfeden bir kadından bahsediyordu telefonda . ”Amacı bir kaç kişiye ekmek yedirmekti” diyordu Fersin hanım için.. İntihara götüren nedenlere fazla girmedik ve daha çok sosyal yönü ile ilgili merak ettiklerimi sordum, o konuda lafladık. Ağlamaklıydı adeta Ela. Kendisi ile yaptığı son söylesisini dün haber sitelerinde okuduğum Ela’dan rahmetlinin notunu da öğrenmiş oldu. Üzülmemek elde değil. Tekrar nur içine yatsın diyorum.
 
 
 
***
Ela’yı böyle üzüntülü bulurken ona hak da verdim. En yakın arkadaşlarından biri canına kıyıyordu ve bu kolay da değildi. Aynı acıyı ben de yaşamıştım. Hem de taa lise yıllarımda. Pasinler’de mahalle arkadaşlarımdan olan Hasan Kekeç, yaşadığı bir bunalım sebebiyle kimsenin olmadığı bir esnada boğazına taktığı iple intihar etmişti. İntihar etmeden yaklaşık 1 saat önce gördüğüm Hasan’ın beni etkileyen intiharı, bende uzun süre de iz bırakmıştı. En çok da etkilenmeme sebep onun ipten indirilirken görmem oldu! Kaç kere demişimdir. Keşke o kareyi hiç görmeseydim diye.. O öyle bir kare ki, beynine doğrultulan ve az sonra ateş edilmesi kesin bir silaha benziyor! İpten indirilirken dahi ‘yaşıyor’ umudu taşıyor insan. Hastane morguna kaldırılırken de ”Az sonra belki ayılır’ düşüncesi yaşıyor insan. Ne bileyim, karma karışık bir duygudur o. Çünkü normel ölümlere benzemiyor o. Kabullenmeme duygunun ağır bastığı anlar o anlar..
 
 
 
***
Ben yakın arkadaşlarımdan birini ipten indirilirken gördüğüm ve içimde yaşanan fırtınaların şiddetini bildiğim için dün Ela’ya hak verdim. Kolay değil böyle terkediliş. Bu bir sevimsiz terkediş gibi geliyor. Ne kendine öyle bir acıyı yaşamayı yakıştırıyorsun ne de muhatabının onu hakettiğine inanıyorsun! Garip bir duygudur. Allah kimseye o sonu yaşatmayı ve acıyı tattırmasın. Zordur zor. Güzel bir söz vardır böyle ölümlerle ilgili. ”Seni sensiz degil seni bensiz yasamak koyar bana” diye. O yüzden iki katı acılıdır o tür son vermişlikler..
 
 
 
***
Muhabirlik yaptığım dönemlerde karşılaştığım haberler arasında kuşkusuz intihar haberleri de oldu. Çok ipte asılı intihar eden görmüşlüğüm oldu. Kuşkusuz bunların hiç biri de çalıştığım gazetelerde yayınlanmadı. En azından yayınlanmasını ben istemedim. Çünkü kötü bir görüntü ve gerçek de olsa o tür görüntülerin insan psikolojisini derinden etkileyen görüntüler olduğu için yayınlanması doğru olmayan görüntülerdir. Ve bir sürü gereksiz fotoğraflarına yer veren Türk basınının intihar resimlerine itibar etmemesini bu açıdan hep de doğru bulmuşumdur.
 
 
Bu vesile ile Fersin hanım ve yıllar önce kaybettiğim arkadaşım Hasan’a tekrar Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum