Muhammet İSPİRLİ

Muhammet İSPİRLİ

[email protected]

HA BU SUUD’UN FİNDUK KADAR AKLİ OLSA…

13 Eylül 2015 - 16:21

2002 yılında kurumdaki görevimle birlikte Rabbim Hacı olmayı nasip eyledi bana.. Şükürler olsun!

Görev arkadaşlarım o dönem gazetecilik yapan yakın dönem bakanlardan Suat Kılıç, İHA’dan İrfan Özfatura, diğer gazeteci arkadaşlar Sefer Turan, Erhan Başyurt ve birkaç isim daha…

Gittiğimiz dönemde, Mekke’de Kabe’nin hemen yanı başındaki ecdat yadigarı Ecyad Kalesi yerle bir edilmiş, yaklaşık 100 bin Türk Hacı adayının tepkisinden çekinildiği için saray ve oteller için inşaat sahasına kurulan dev vinçlerin kafaları yere indirilmiş, yıkılan tarihi kalenin etrafı 20 metre yükseklikte beton bloklar ve bunların üzerine kurulan çelik panellerle çevrilmişti.

Gazeteci olarak olayı görsellerle aktarmak zorundaydık. Ancak kamera ve fotoğraf makine kullanımı kesinlikle yasak. Suudi polisi yakaladı mı, alıp zemine çalıyordu.

Bu duruma düşmemek için plan yaptık, tebdili kıyafetlerle önceden planladığımız bir otele daldık. Lobiden onlarca asansörden birinin kabinine kendimizi attığımızda,  Hollanda’da gurbetçi olduğunu öğrendiğimiz uzun boylu bir hacı abiye kendimizi tanıttık, durumu anlattık ve yardım istedik.

Haci abi,”hayır” der demez şunu ekledi: “Bu arkadaşın görev yaptığı gazete yıllarca bize rehber ansiklopedisi gibi şeyler sattı, paramızı topladı sonra da onu götürüp filanca şarkıcının göbeğine yatırdı..”

Haydaaaa…

Haci abi, bu durumun bizle ne alakası var? Şu anda milli bir mesele ve durum malum. Yukarıdan birkaç kare resim ve görüntü alacağız, polis peşimizde…” yakarmaları sonucu hacı abiyi ikna ettik, kabinini doldurduğumuz asansör bir aşağı inip bir yukarı çıkarken nihayet yukarda bir katta durduk. Hacı abi odadan eşini de alarak koridorun bir ucunda kendi durdu diğer ucunda eşi gözcülük yaptı biz de gerekli çalışmayı yapmış olduk.

Neredeeen nereye?

Müslümanlıktan dem vuran basın sektöründekilere 2002’deki vatandaşın yorumu…

Şimdilerde dinden dem vurup, iktidara yakın görünen havuz medyasındakilerden bazılarının plazalarında bile bırak başörtülü elaman çalıştırmayı, temizlikçi eleman bile bulamazsınız ama adamlar havuzda yüzmeyi iyi biliyor…

-FİNDUK AKILLILAR-

Hacda görevimiz devam ediyordu.

Ekiple sabah namazı sonrası Mekke’nin güneyinde, yaklaşık 5 km mesafede Sevr Dağı’na doğru yola çıktık.

Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicreti sırasında Hz. Ebubekir ile birlikte müşriklerden gizlendikleri ve üç gün kaldıkları yer olarak bilinen mağaraya ise yaklaşık 2 saatlik zorlu bir yürüyüşten sonra vardık.

Hayli meşakkatli bir yürüyüş. Çıkış da iniş de...

Yolda eli, kolu veya bacağı kesilmiş çok sayıda dilenci görebilirsiniz. Bazıları, yürüyüş yoluna taşlarla basamak yapma gösterişinde…

Çevre, maalesef çer çöp kirlilik görüntüsünde… Aynı manzarayı Hz. Muhammed’in ikra (oku), İkra bismi Rebbikellezi halek… (Oku!... Yaradan Rabbinin adıyla oku” ilk emrin geldiği Nur Dağı yolculuğunda da görebilirsiniz…

Müslümanız ya..

Bu anekdotla biz inişe geçelim..

Sevr Dağı’ndan indiğimiz yerde, rastlaşıp selamlaştığımız hacı adaylardan birkaçının tipi, duruş ve bakışı bizim Suat Kılıç’ın Karadeniz yanını kanını coşturmaya yetti…

Hacı amca nere bakaysun?”

Hacı amca, elini de alnına terek yapıp bakışlarıyla odaklandığı Sevr Dağı’nın tepesinden bize dönerek, “Ula uşağım, ha bu Suud’da finduk kadar akil yoktur daaa

Suat Kılıç, yine aynı aksanla: “Neçun öle deyisun amca?”

-“Ula, ha punlarda akil olsa, buradan tepeye bir teleferük koyarlar hem  kendileri kazanurlar hem de ha bu insanlari perişan olmaz…”

Güldük, gülüştük, helalleştik ayrıldık.

-KADER Mİ KEDER Mİ?-

Geçtiğimiz hafta başı, uzun yıllar birlikte çalıştığım sevgili meslektaşım, kardeşim Selçuk beni aradı. Görevli olarak hacca gidiyordu… Helalleştik, selam emanetiyle uğurladık…

Ve birkaç gün sonra Kabe’de vinç kazası…

Diyanet yetkililerinden sağlıklı haber alınamayan saatler. Ülkede onbinlerce hacı yakını yürekleri ağızda sağlıklı haber bekliyor…

Neyse ki durum ilerleyen saatlerde biraz netleşti…

Selçuk’u aradım. Şükür iyi olduğunu söyledi, ben de rahatlamıştım en azından…

Ve an itibariyle, 6 Eylül Pazar… Türk hacı adaylardan kaza sonucu vefat edenlerin sayısı 7’ye çıkmış…

Suudi yetkililer soruşturma başlatmış mış…

Ah finduk alkillilarum ahhhh!

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum