Muhammet İSPİRLİ

Muhammet İSPİRLİ

[email protected]

BAYRAMIN ARDINDAN

27 Ağustos 2018 - 19:20

Mübarek Kurban Bayramı’nı 9 günlük tatille geride bırakırken, bir türlü başaramadığımız, hep göz ardı edilen bazı sıkıntıları birkaç başlık altında sizlerle paylaşmak, mülki idarenin, yerel yöneticilerin, odaların ve diğer ilgili ve yetkililerinin dikkatine sunmaya çalışacağım.

EKMEK SIKINTISI

Bayramın üçüncü günü akşamı idi. Arife günü tedarik ettiğimiz ekmekler, (bazı fırınların hala katkı maddesi kullanıldığı için) bayatladı. Şehir merkezinde ekmek bulmak mümkün değil. Neyse ki Gez Mahallesinde bir fırında dışarıya taşan bir bekleme kuyruğu fark etmemle, sıraya girip buradan ekmeğimizi aldık.

Görüntüyü bir vatandaş olarak sosyal medya hesabımdan “Sayın Sekmen, Bayramın 3. Gün akşamı ve şehirde ekmek yok. Gez Mahallesinde tek bir fırın ekmek yetiştirmeye çalışıyor. Erzurum artık bu saçma sıkıntıdan kurtulmalı. Ne dersiniz?” nazik önerisiyle paylaştım.

Konuyu anlamamış yalakaların savunma notlarını dikkate almasak, paydaşlarım belki de sizler gibi aynı kanaati taşıyorlardı.

Hele hele, Erzurum’dan ayrılmış bazı arkadaşların “Maalesef yıllar geçmesine rağmen her arife günü Erzurum'daymışım gibi panik yapıyorum...” şeklinde duruma katılımları konuyu özetliyordu.

Türkiye’de pek çok şehirde bu sorun çözüldü ama maalesef bizde hala devam ediyor.

-SADECE EKMEK Mİ?-

Tabii ki hayır. Bayramlar ve özellikle uzun tatil zamanlarında bu sorun lokantalar, lastikçiler, berberler ve benzeri meslek grupları için de geçerli.

Bayramın ikinci günü, bizatihi gözlemimdir; Caddede, Dadaş’ın yan ve arka sokaklarında son zamanlarda açılan çorbacılardan biri açık olmasaydı, şehirdeki misafirler, yerel turistler hepten aç kalacaklardı. İşletme sahibi hem iyi iş yaptı hem de bol dua aldı.

Ne alaka demeyin; bayramda kalktınız aracınızın lastiği patlak, ya da teknik bir sorun var,  ne yaparsınız? Ben hallederim de demeyin. Yeni araçlarda ve LPG’li araçlarda istetme hak getire. Şehirde bir tane lastikçi ya da servis bulamazsınız.

Ve başka bir sorun. Sadece bayramlar değil, şehirde berberler pazar günleri neden kapalıdır? Yasağı kim getirmiş?

Arkadaş, hafta içerisinde mesai saatlerinde erkekler için berberler sadece akşam saatlerine mi yoğunlaşmalı?

Meseleye belki fırın işçileri, berberler ya da diğer meslek gruplarında çalışanlar “Bize bayram, tatil olmasın mı?” şeklinde haklı eleştiride bulunabilirler ama çözülmeyecek sorun değil. Misal sağlık sektörünü düşünelim.

Sahi ya, aidat almaktan, belge düzenlemekten, protokollerde boy göstermekten zaman bulamayan meslek odaları ve temsilcileri ne iş yapıyor Allah aşkına?

-KURBANLIK PAZARLARI VE SEYYAR MEZBAHALAR-

Eski Kurban Bayramı öncesi kurbanlık pazarlarını hatırlatmak gerekirse; Şehirin göbeğinde Tebrizkapı, Gürcükapı, Palandöken Caddesi, 50. Caddesi gibi merkezi yerler ve civardaki okul bahçeleri dahil kurbanlıklarla hınca hınç doldurulur, dışkılar, yem ve otları, pazardaki insanların bıraktıkları çöpler, sonrası bayramla birlikte kesilen hayvanların bağırsakları, sakatatları, kanlarıyla yoğrulur çevreye bir süre ciddi kirlilik bırakırdı.

Burada eski belediyeleri ve özellikle sahada çalışan işçileri kutlamak lazım. Olağanüstü bir gayretle bu kirlilik temizlenmeye gayret edilirdi.

Şehir büyüdü, gerekli tedbirler alındı. Yeni hayvan kurbanlık pazar yerleri, seyyar mezbahalar…

Kayakyolu, Hilalkent, Dadaşkent ve Karayolları mahallinde kurbanlık pazarları oluşturuldu.

Gerçi bir tanesi Baro’nun arsasıydı ama neyse ki avukatlar ses etmediler.

Yeterli mi? Hayır yetersiz.

Kurbanlık pazar yerleri zemin, hayvan taşıma, indirme bindirme rampları, çevre temizliği ve trafik açısından daha da uygun hale getirilebilir.

Büyükşehir Belediyesi’nin son dönemde oluşturduğu seyyar mezbahalar takdire şayan doğrusu.

Bu sene Dadaşkent, Hilalkent, Yenişehir, Şükrüpaşa, Yıldızkent, Yakutiye, Yeşil Yakutiye’de seyyar mezbahalar kuruldu.

Ancak görüldü ki bunlar da yetersiz kaldı. Özellikle çok katlı binaların olduğu yerleşim merkezleri sıkıntı devam ediyor.

Naçizane bir teklif; Kızılay, Diyanet ya da benzer yardım kuruluşları Büyükşehir Belediyesi’ne bir proje dahilinde destek olursa bu sayı ihtiyaca göre artırılır, hayra verilen kurban derileri yerinde değerlendirilir, belediye de bu ağır yükü paylaşmış olur.

-SOFTA ZİHNİYET-

Öte yandan, bu şehir sürekli göç alıp göç veriyor. Köyden gelenler ya da deden neneden anadan babadan aldığı din kültürüyle; kurbanı inatla evinin önünde, bahçesinde kesme geleneği, toprağa kanı verme sevabına nail olacağına inananların sayısı hiç de az değil.

Diyorum ki, artık müftülükler devreye girmeli. Cemaatin yoğun olduğu Cuma hutbelerinde, bayram namazlarında konu güncel bir şekilde günün şartlarına göre işlenmeli.

Kurbanlar kesildikten sonra özellikle Mahallebaşı , Gülahmet ve Karayolları mıntıkasında kaldırım üzerine dizilen kurban kelleleri, kanları etrafa saçılan deri toplayıcıların oluşturdukları çirkin görüntüler hem şehire yakışmıyor hem de  hijyenik açıdan ve özellikle çocuklar için hiç de hoş değil.

Hoşgörü ve sevgiyle kalın!

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum