Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

[email protected]

8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve Kadınlarımız...

08 Mart 2013 - 18:40

 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve Kadınlarımız..

Her yıl tüm dünyada 8 Mart'ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü'nün tarihi çok acılıdır. 8 Mart 1857'de bir tekstil fabrikasında çalışan kadınlar çalışma saatleri ve ücretlerin yetersiliği için grev yaparlar. ABD'nin New York kentinde 40 bin kadının katıldığı bu eylem büyüyünce polis müdahale eder. Kadınları fabrikaya kitleyen polis fabrikada yangın çıkınca kapıları bir türlü açamaz ve burada bulunan 129 kişi yanarak can verir.
Bu olayın ardından kadın hakları savunucusu Clara Zetkin 1910 yılında üyesi bulunduğu Alman Sosyal demokrat parti adına bu yılın özel bir gün olarak ilan edilmesini ister. Önerisi kabul edilir ve Dünya Kadınlar günü kutlanmaya başlanır.
Türkiyede ise dünya kadınlar günü 1921 yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır...
KADINLARIMIZ
  
          Hz Havva’nın elma sunan kadınlığını günahkarlığa, sonrada türetmeye sunan ilahı gücün varlığına hep inanırım.Sonra o doğuran varlığın bir karın önce doğduklarının bir karın sonra doğanlarla çoğalması. Nihayet koca dünyada 300 milyon yıllık insan varlığı.
 
          Hiçte güzel olmadığı halde güzelmiş gibi dilere destan Mısırda Cleopatra,Çin’de Mete’nin ilanı aşkta bunduğu İmparatoriçe Lu, Eski çağın hiç eskimeyen ismi Saba Melikesi Belkis, buğdaydan un yapan Ay Hatun, Hz Meryem, Hz Hatice,Hz.Ayşe, Gazneli Mahmut’u korkutan Sümeyye , Gürcülerden meşhur Tamara, Kastilyadan (İspanya’dan) Kraliçe İzabella Fransızlardan Magna Karta, Osmanlıda Kösem Valide Sultan, Ruslardan Katerina,Yine Fransızlardan MAri Antuvanet, İngilizlerden Filorans Naytingil bir çırpıda bilinen tarihin eskiden günümüze kadar aklımıza gelen isimleri. Tabi çağımızda de Mata Hari, Demir Leydi Margret Teakcer, Prenses Karolin, Latife Hanım, Semra Özal, Tansu Çiller...
  
       Bunlara tanrıça sıfatını alanları katmadım. Sümerlerden, Asurlulardan, Hittilerden, Mısırlılardan, Yunanlılardan, Urartulardan vs..
 
    Her aşıkın bir mâşuku olduğu bizim toplumda Leyla Mecnunla, Aslı Keremle, Arzu Kamberle,   Selvi Emrah’la anılır...
 
      Nenemiz, Anamız, halamız, teyzemiz, bacımız, kız yeğenlerimiz yakınımızdaki kadın grubundan kişiler. Birde bunlardan çok ayrı değerlendirdiğimiz hepsinden ön plana çıkardığımız sevgililerimiz vardır. Onlar ele avuca sığmazlar.Gönlümüzün en görkemli yerinde devamlı kalırlar. Hiç bir güç onları yerlerinden kıpırdatamaz. Silemez. Atamaz. Bunlara hayatımızın çok değişik zamanlarında rastlarız. Önemli olan rastlamamızdır. Rastladığımızda er geç vakit ne ise hiçte mühimsemeyiz. Sevgimizi sunma yollarını ilada buluruz. Bu sebeple derim ki kadınlar siyaseti, erkekler politikayı iyi bilirler diye. Siyaseti hizmet politikayı üretmek yanlarıyla anladığımı hemen belirteyim. 
      Aklıma gelen yukarıdaki yazdıklarımı düşününce en iyi rahmetli anamı anladığımı sanıyorum. Anam derdi ki “ana olacağı kapıda it ol; ondan iyidir,” diye..Aklına geldikçe maniler söyler. Bitmez dualarını yüzüme üfledikçe tarifsiz bir rahatlık duyardım…. Sevgiyi en iyi o anlatmıştır bana o sayısız bildiği ve söylediği manilerin içinde:
 
 
 
“Sevgi seven mert olur
 
  Sevgi yaman dert olur
 
 Sevgiye bel bağlama
 
 Sevgi muhannet olur...” diye...
 
  
   Ana   diyince aklıma ana-dolu-ana,baba-günü, ana-can, kadın ana, toprak ana, ana gibi yar, anaç, analık gibi sözler gibi artı sözler varken; kadın gibi ağlamak, kadın gibi kaçmak, kadın kılıklı gibi negatif sözlerde var.
 
 Kadın eli,yüzü,kafası, kıyafeti gibi ayırımı hep yaparlar da kadın yüreği ile erkek yüreğinin ayırımı hiç yapılmaz. Çünkü kadın yüreğinin genişliği hiç tartışma götürmez derecede büyüktür.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum