Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

[email protected]

CENGİZ HAN ve BİR OLAY

18 Haziran 2013 - 17:43

  Cengiz Han’la bitmez bir mücadele içine giren Harzemli Celâleddin geri çekilmeye karar verince Sind nehrini geçmeye karar vermişti.700 askeriyle merkezde kılıç sallayarak sabahtan öğleye kadar direnmişti. Ama Cengiz Hanın ordusu gitgide çemberi daraltıyordu. Durumun  ümitsizliğini anlayan Celaleddin Harzemşah yanındaki çocuklarına veda ederek bindiği yedek atını Sind nehrine sürdü. Nehrin kıyısında atından inip onun dizginini çıkardı ve zırhını üzerinden attı. Ata bir kırbaç vurup kendini on beş,yirmi metre aşağıda bulunan nehre bıraktı.

      Cengiz Han, onun nehri geçtiğini görünce atını sahile sürdü. Sultan’ın peşinden nehre atlamak isteyen askerlerine engel oldu. Moğol askerleri Celaleddin’le birlikte nehre atlamış olan onun askerlerini ok yağmuruna tuttular. O savaşı görenler,nehrin günlerce kan aktığını söylerler. Sultan,bir kılıç,bir mızrak ve siperiyle birlikte nehri geçti.
     Cengiz Han ve Moğollar,hayretten parmaklarını ısırdılar. Cengiz Han onu uzun uzun seyrettikten sonra yanında bulunan oğullarına dönüp “Böyle bir oğula sahip olan babaya ne mutlu. Su ve ateş gibi iki bela girdabından kendini kurtarıp sahile vardı. O başımıza büyük işler açacak. Onun karşısında akıllı bir insan nasıl gafil durabilir?” dedi. 
Hatta Cengiz’in nehrin öte tarafındaki Celeleddin’e bağırarak: “ senin uzun boylu olduğunu söylüyorlar. Kalk da bir boyunu göreyim,” sözü üzerine karşı sahildeki celaleddin ayağı kalkmıştı. Bunun üzerine Cengiz  Han: “böyle de olsa dediğimi yaparak ayağa kalktın ya bu da bana yeter” tarzında bir ifade kullanmıştır. 
     Cengiz Han’ın kendisince Türk kelimesi ve Moğol ile Türk’ün her ikisini ifade eden bir isim olarak anlaşıldığı görülüyor. Şimdiki Afganistan’da kendisini ziyaret eden Kadı Vahideddin Fuşancıye “Peygamberimiz Muhammed her şeyi önceden bilmiş diyorsunuz;acaba benim zuhur edeceğim hakkında ne demiş?” diye sormuş. Kadı da Peygamberin uturkù al-turka mâ tarakùkum. yani Türkler size dokunmadıkça sizde onlara dokunmayınız,demiş olduğunu nakletmiş ve Cengiz de bunun çok hakimâne bir söz olduğunu söylemiş yani kendisini Türk addetmiştir. Bir Arap Ögeday Kaan’a babasını rüyasında gördüğünü ve kendisine bir söz söylediğini naklettiğinde Ögeday buna “babam hangi lisanla anlattı” diye sormuş. O da Arapça anlattı diyince Ögeday babasının Mogolca ve Türkçeden başka bir lisan bilmediğini söylemiştir.  

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum