Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz

[email protected]

MEVLANA'YI ANARKEN

24 Aralık 2012 - 23:36

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Mevlana'nın ölüm yıldönümü ( Şeb-i Arus) çeşitli etkinlikerle kutlanıyor ve kutlanacak.

Dikkat çeken husus şudur ki; sanki son yıllara bu törenler daha çok turistik içerikli aksiyonlara dönüşmüştür.

Çoğumuzun Mevlana ile alakalı  az çok bildiği şeyler vardır. Ama kaçımızın onun söylediği ilkeli ve içerikli fikirlerini benimseyip özümseyip disipilin haline getirdiğimizdir. Kırmızı ışık yanarken  geçmemesi lazım olduğunu bilen sürücü buna rağmen bu kurala uymuyorsa demek ki bu kuralı benimsememiştir. Bu da o kuralı ansiklopedik bilgi olarak bildiğini ama uygulamada başaramadığını gösterir. 
Demek istediğim o ki Mevlana ile ilgili bildiklerimiz de ansiklopedik bilgiden öteye geçmeli ve onun fikirlerinin görüş ve düşüncelerinin bizlerde prensip, düstur ve bir yaşam felsefesi olarak  gelişmesi yani uygulamaya geçilmesidir.
Kutsal kitabımız Kur'an'da ilk emir "OKu"..Yunus Emre "sen kendini bilmezsin bu nice okumaktır;" derken tabir uygunsa okuduklarımızın bizim kendimizi bilmemize yarayacak şekilde anlaşılmasını ister. Mevlana ise "karşısındakini bilen zeki, kendini bilen akıllı her ikisini bilen de mükemmeldir;" der. Deme ki okumanın dini bir emir oluşunun bizdeki etkisi kendimizi bilmek şeklinde olgunlaşmasıdır.

Bugün az okuyan bir toplum olduğumuzu düşünerek Mevlana'yı bu minval anıp düşünürsek toplumca çok şeyi haleldeceğimiz başarısını da göstereceğiz demektir. Yoksa Mevlana'yı turistik bir gösteri ve sunum tarzında değerlendirip onun fikirlerinden yararlanamazsak önemli toplum problemlerini de halledeceğimizi düşünmeyelim...

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum